Alevi Bektaşi Federayonu (ABF) bünyesindeki tüm Alevi Örgütleri ve Demokratik Kitle Örgütleri, Madımak Katliamı Davası’nın zamanaşımı kararı ile düşürülmesine ilişkin Ankara’da basın açıklaması düzenledi.
Sivas Madımak Oteli’nde yakılarak öldürülen 33 aydının katillerinin yargılandığı dava 30. Yılında zaman aşımına uğradı. Alevi Kurumları ve Demokretik Kitle Örgütleri karara tepki göstermeye devam ediyor.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezi önünde toplanan kitle Sakarya Meydanı’na yürüyüş düzenledi. Alevi Kurumları ve Demokratik Kitle Örgütleri zaman aşımı kararına karşı Sakarya Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi.
Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri’nin ortak basın açıklamasını Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe okudu.
“MAHKEME HEYETİ SİYASİ TALİMATLAR İLE DAVAYI DÜŞÜRMÜŞTÜR”
30 yıldır sürdürülen adalet arayışının bir kez daha mahkeme duvarına çarptığını vurgulayan Cuma Erçe, “2 Temmuz Sivas Madımak Katliamı öncesinden ve katliam anından itibaren katillerden ve katliamcılardan yana tutum alan devletin başı, hükümet, iktidar ve bütün kurumları geldiğimiz aşamada katilleri serbest bırakmaya başlamış; bununla da yetinmeyerek sözüm ona adalet beklenilen yer olan adliye ve mahkeme heyetine verdikleri siyasi talimatlarla davayı düşürmüş ve zaman aşımına uğratmıştır.
Bu karar bizim için yok hükmündedir. tanımıyoruz ve tanımayacağız. affetmiyoruz ve affetmeyeceğiz. Bir kez daha gördük ki, 2 Temmuz’da Madımak otelini kuşatanlar artık ülkeyi kuşatmışlardır. Biz çok iyi biliyoruz ki,Madımak otelini ateşe verenler aynı zamanda Musa Anter’i, Uğur Mumcu’yu, Bahriye Üçok’u, Turan Dursun’u, Ahmet Taner Kışlalı’yı, Hrant Dink’i, Tahir Elçi’yi ve daha yüzlerce, binlerce aydını, demokratı, yurtsever, sosyalist devrimcileri katledenlerdir” dedi.
“KARANLIĞA TESLİM OLMAYACAĞIZ”
“Madımak katliamı, sadece devlet göz yumduğu için yapılmış bir katliam değil; Bizzat devletin, kolluk kuvvetleri ve bürokrasisi ile içinde bulunduğu bir katliamdır” diyen Erçe şunları ekledi:
“Faili meçhul binlerce cinayetin üzerini örterek, yeni cinayetlere zemin hazırlamaktır. 2 Temmuz’da Türkü söyleyip semah dönenleri katledenlerle, 10 Ekim’de barış isteyenleri katledenler aynı zihniyettir. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, halkımız türkü söylemeye, semah dönmeye, kol kola, omuz omuza halaya durmaya devam edecek. Bu ülkeye barışı da özgürlüğü de, demokrasiyi de biz getireceğiz.
Sivas Madımak davası, sonsuza kadar insanlık davası olarak kalacaktır. Evrensel hukuk normları gereği olarak, İnsanlığa Karşı İşlenmiş Suçlarda Zaman Aşımı da, af da, ceza indirimi de olmaz. Bu nedenle cezaevlerinde on binlerce haksız ve hukuksuz bir biçimde tutulan siyasi düşüncelerinden dolayı tutsak edilenler, hasta ve yaşlılar, halkın iradesi ile seçilmişler dururken, katillerin affedilmesini, katliam davalarının zaman aşımına uğratılmasını kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz.
Koçgiri, Dersim, Zini Gediği, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi, Gezi, 10 Ekim, Suruç, Roboski, Cizre nerede ve kime karşı yapılmış olursa olsun bütün katliamlarla ve bu katliamları planlayan, uygulayan zihniyetle er ya da geç ama mutlaka hesaplaşacağız.
Kimsenin dilinden, kültüründen, inancından, milliyetinden, cinsiyetinden ve cinsel yönelimlerinden, dünya görüşünden dolayı zulme uğramadığı, katledilmediği, zindana atılmadığı, sürgün edilmediği, asimilasyona, inkar ve imha politikalarına maruz kalmadığı laik, eşit, özgür ve demokratik bir ülkeyi birlikte inşa edeceğiz”
Erçe konuşmanın sonunda Sivas Katliamı aileleri ile Cumartesi Annelerine desteğe gideceklerini açıkladı.
PİRHA/ANKARA